Amateur

BABANIN GÖREVİ 8
“Åžu anda banyo yapıyorum görmüyor musun? Özel hayatıma biraz saygı göstermelisin, hala bunu öğrenemedin mi?” diye söylendim, bedenimi iyice suyun altına gömerek. Çıplaklığımı ancak bu ÅŸekilde gizleyebilirdim çünkü.
“Sanırım, konuÅŸmalıyız. Biliyorsun, aramızda geçenlerle ilgili.” dedi, küvetin kenarına otururken. Ayağımın tam kenarında oturmuÅŸtu.
“Tamam, bu gerçekten güzel bir fikir. Bazı ÅŸeyleri kafamızda netleÅŸtirmeliyiz, bence de. Fakat, ÅŸimdi hiç de zamanı deÄŸil gördüğün üzere. Sen salona git, duÅŸ aldıktan sonra gelirim ve konuÅŸuruz.” dedim sakin bir ses tonuyla.
“Åžimdi konuÅŸmayı tercih ederim anne…” dedi fısıltıyla. Gözlerimin tam içine bakıyordu. Sanki yanıyordu gözleri.
Dudaklarımın altına kadar suyun dibine batmıştım. Köpükler, bedenimi gizlerken, sıcak su da beni rahatlatıyordu.
“Barkın…” dedim iç çekerek, “Bazı ÅŸeyleri çok zorladın, bunun farkında mısın?”
“Ahh… Bilemiyorum anne, bana herÅŸeyi yeterince zorladım gibi gelmiyor. Anlamıyor musun? Seni hala çıplak görmedim. Ve bu aramızdaki ilk adım. Seni çıplak görmeli ve annemden daha fazlası olarak istemeliyim. Kendi bedenimin, seninle bebek yapmaya hazırlık yapmasını saÄŸlamalıyım.”
“Bunu aklından çıkar Barkın. Bu, pek çok farklı sebepten dolayı gerçekleÅŸemez.” dedim kararlı bir ses tonuyla.
“Yani, daha iyi bir planın var öyle mi anne?” diye sordu kaÅŸlarını havaya kaldırarak.
“Evet var.” dedim. DuÅŸ sırasında bu fikir aklıma öylece gelmiÅŸti zaten.
“Ha?”
Barkın’ın yüzü buruÅŸmuÅŸ, ÅŸaşırmıştı. Bunu beklemiyordu.
“Babana bunu o uzaktayken söylememize gerek yok, onun bir bebeÄŸimiz olacağına inanmasını saÄŸlarız. Bununla ilgili bir sorun yok zaten. Eve güvenli bir ÅŸekilde geldiÄŸinde de ona herÅŸeyi anlatırız. Tüm detayları, herÅŸeyi bilir ve böylece rahatlamış da olur. En azından güven içinde eve gelmiÅŸ olur ve bir daha da göreve çıkmaz. Emekliye ayrılır.” Barkın’a bakıp gülümsedim. Üzerimden büyük bir ağırlık kalkmış gibi hissettim planımı anlattığımda.
“Planında ufak bir pürüz var anne…” dedi.
“NeymiÅŸ o?” diye sordum yüzümü buruÅŸturarak.
“Babama gerçeÄŸi anlatacağım. Ona bebeÄŸi olmayacağını, senin yalan söylediÄŸini söyleyeceÄŸim. Yarın yeniden konuÅŸtuÄŸumuz zaman ona herÅŸeyi anlatacağım.” dedi kendinden emin bir tonla.
Şok geçirmiştim. Vücudumun gerildiğini hissediyordum. Sıcak su bile bunu engelleyemiyordu.
“Ciddi olamazsın! Yapamazsın! Yapmayacaksın!” diye haykırdım.
“İzle ve gör anne. Planlarımızı kararlaÅŸtırmak zorundayız. Senin planını anlattın. Peki. Bununla hiçbir derdim yok. Ancak onu seçersek, bunu söylerim. Yarın hem de. Bir karar vermeliyiz, senin planını mı uygulayacağız yoksa benimkini mi?” diye sordu. Yüzündeki o kendinden emin ifade gerçekten midemi bulandırıyordu.
“Bunu yapamazsın Barkın! Beni böyle bir kenara atamazsın!” diye bağırdım.
“Senin planın tamamen bir yalana odaklı anne. Ve sonunda da hiç de iyi bir haber vermeyeceksin. Babam aylarca kandırılmış olacak ve hayal kırıklığına uÄŸrayacak. Ve de eve geldiÄŸinde elinde bir hiç olacak, bebeÄŸi olmadığını öğrendiÄŸi anda ne düşünecek sence? Ayrıca görüntülü görüşmelerimizde karnını hiç mi görmeyecek? Bunun hakkında nasıl yalan söylemeyi planlıyorsun? Benim planım ise sadece iyilik dolu. Babamı mutlu ve güvende tutacağız ve ailemize yeni, minik bir üye katılacak. Onu hep seveceÄŸiz. Ne güzel deÄŸil mi?” dedi gülümseyerek. Buna gerçekten inanması beni ÅŸoka uÄŸratıyordu.
“Hayır… Hayır… Hayır…” takılı kalmıştım bir süre… Sonra kendime geldikten sonra, “Barkın, ben senin annenim. Seninle nasıl bir eÅŸ olabileceÄŸimizi düşünebilirsin ki, kendimi senden hamile bırakacağımı nasıl düşünebilirsin? Kendi öz oÄŸlumla? Bu nasıl mümkün olabilir? Buna inanmana gerçekten… Bunu kabul edemiyorum. Bu… Bu gerçekten delilik!” diye haykırdım.
“Aslında bu gerçekten kolay olacak anne, tam da sana anlattığım gibi… Ve ilk adımı attık. Sen beni çıplak gördün. Bir noktaya geliyoruz deÄŸil mi? Benim de seni görmem gerekiyor.” dedi ve zinciri çekti. Çekmesiyle beraber suyun boÅŸalmasını engelleyen tıkacın çıkması bir oldu.
Suyun bir anda basıncının deÄŸiÅŸmesinin etkisiyle bir “gulp” sesi geldi. Ve hızla su azalmaya baÅŸladı, sanki bir girdap vardı küvetin içerisinde. “Barkin! Hayır!” diye çığlık attim. Hızlıca ayağımı, gidere koydum ve suyun gitmesine engel oldum ama Barkın benden de hızlıydı. Bir hamle ile ayağımı çekti ve su hızla boÅŸalmaya devam etti. Her geçen saniye ile kendimi daha da aÅŸağıya bastiriyordum ancak suyun gizlediÄŸi bedenim artık açığa çıkmaya baÅŸlamıştı.
Önce boynum gözüktü. Artık onu gizleyen beyaz baloncuklar yoktu. Ardından omuzlarım… Kollarımla göğüslerimi aniden gizledim, kollarımla göğüslerime bastirirken ellerim de kadınlığımı gizledi. Bacaklarımı sikica kapatıp hiçbir ÅŸey görmemesini saÄŸlamaya çalışıyordum.
Su her azaldığında Barkın’ın gözleri vücudumu süzüyordu. Vücudumdaki her noktaya dikkatlice bakıyordu, gözleri paril parıldı. Onu hiç böyle görmemiÅŸtim gerçekten de. Gözlerindeki ateÅŸi, tutkuyu görebiliyor, hissedebiliyordum.
Yüzümü duvara çevirip gözümü kapattım. Utanıyordum. Kendi oÄŸlum, beni çıplak görmek istiyordu. Ve artık yolun sonuna geldik gibi hissediyordum. Onun karşısında tamamen çaresizdim. Son bir sesle birlikte, su tamamen boÅŸaldığında artık soÄŸuk hava tenime deÄŸiyordu. Tüylerim diken diken olurken, gerçek anlamda ürperiyordum. Özel bölgelerimi kapatan kollarım ve ellerim sayesinde tamamen çıplak sayılmazdim ama yine de… Çıplaktım! İnanılmazdı gerçekten! Kendi oÄŸlum beni karşısında çıplak bırakmıştı!
“Kokun bile bir baÅŸka…” diye fısıldadı o sırada. Gözlerimi açıp başımı saÄŸ tarafa çevirdiÄŸimde yine ÅŸok olmuÅŸtum. Barkin iç çamaşırımı elinde tutuyordu ve burnuna götürmüştü. Kokluyordu, yavaşça. Gözleri kapalı, sadece kokumu hissediyordu.
“Åžuna baksana… Tam benim için yaratılmış gibisin. Bu anlara gelmemizin bir tesadüf olmadığını biliyordum…” diye fisıldamaya devam etti. Koklamayı bıraktı ve “Artık siniri geçmek istiyorum. Bir ufak adım daha anne. Åžimdi senin aminin da nasıl koktuÄŸunu biliyorum.” dedi gülümseyerek. O sırada elindeki çamaşırımı da yere bıraktı.
“Seni hayvan! İğrençsin!” diye haykırdım.
“Hayvanlar, onlara söylenmeden ne yapacaklarını bilirler anne. Ayrıca kendi annesini hamile bırakan çok hayvan var, biliyorsun deÄŸil mi?” dedi kaÅŸlarını kaldırarak. “Bak, gördün mü? İç çamaşırının bana ne yaptığını görüyor musun?” dedi gözlerimin içine bakarak.
Barkin küvete doğru bir adım attı ve pantolonun kemerini yavaşça açıp, boxer i ile birlikte bir anda yere indirdi. Erekte olmuş erkekliği tam da gözümün önünde duruyordu. Ne kadar denesem de, gözlerimi üzerinden alamiyordum. Sanki kilitlenmiş gibiydim. Gerçekten güzel ve ihtişamlı gözüküyordu.
“Anne, bana ne yaptığını görüyorsun deÄŸil mi?” ses tonu çok farklıydı, gerçekten bana karşı duyduÄŸu tutkuyu hissedebiliyordum. Yalan söylemiyordu. HerÅŸey, gerçekti. Åžu anda, oÄŸlumun karşısında kendimi göstermemeye çalışarak duruyordum,tamamen çıplaktım. Ve de oÄŸlum önümde, erekte olmuÅŸ erkekliÄŸini bana gösteriyordu. İşin kötü yani, artık bu durumu kanıksamaya baÅŸlamış gibi bir halim vardı. Çok fazla garipsemiyordum.
Oğlumdan etkilendiğime şüphe yoktu. Gözümü erkekliğinden ayıramazken o da benden etkilenmişe benziyordu. Terlemiş iç çamaşırımdan olup olmamasının da bir önemi yoktu.
“Hadi ama anne, bir ÅŸeyler hissetmediÄŸini söyleyemezsin deÄŸil mi?” dedi siritarak.
“Hissetmiyorum, ben senin annenim. Lanet olsun ki öyleyim!” diye haykırdım.
“Hadi ama, arkadaşınla konuÅŸurken seni duydum. Babam uzakta olduÄŸu için zor durumda olduÄŸundan bahsediyordun. BahsettiÄŸin konu bu deÄŸil miydi anne? Aslında o buradayken de istediÄŸin gibi olmuyordu deÄŸil mi? Bunların hepsini duydum anne, yalan söylemene gerek yok. Kabullen artık, gerçeklerin ben de farkındayım anne.” dedi. Gözlerimin tam içine bakıyordu, yenilgiyi kabullenmeyecekti.
Bu doğruydu aslında. Fakat, onun önünde bunu kabul edemezdim. Belki bir ya da iki gece gerçekten kivrandığım olmuştu. Vücudumun bazı ihtiyaçları vardı. Gerçekten delirdiğim ve çaresiz kaldığım çok olmuştu ama yine de çözüm ve rahatlamanın formülü bu değildi. Bedenim bana ihanet ediyordu ama hala aklımı kullanabilirdim.
Yalnızca sorun, onun gerçekten güzel erkekliÄŸiydi. Onun güzel, kalın ve büyük erkekliÄŸiydi. Ucundan çıkan zevk suları ile parlayan, adeta bir zevk nesnesi haline gelmiÅŸ erkekliÄŸi… Ona bakmadan duramıyordum.
“Çek ellerini anne, seni çıplak görmek istiyorum. Göğüs uçlarını görmek istiyorum. Ve ayrıca bak, seni kokladım da artık. Yani artık kesinlikle amını da görmem gerekiyor. Nasıl olsa kokusunu bile biliyorum.” dedi sırıtarak. “Tam da içine fışkırtacağım ve seni hamile bırakacağım yeri görmeliyim…”
Belki biraz zaman kazabilirdim, bir planim vardı. Yalnızca şu anki durumumdan, küvette kapana kısılmış halimden kurtulmam gerekiyordu.
“Kendi başıma kurulanmama izin ver. En azından bunu yap. Bunu bana borçlusun…” dedim zayıf bir sesle.
“Tamam anne, seni oturma odasında bekliyorum. Geçme kalma.” dedi göz kirparak pantolonunu ve boxer ini ayağından atarak, alt tarafı çıplak bir ÅŸekilde bir kere daha önümde durdu. Tüm güzelliÄŸi ile erkekliÄŸini görüyordum. Sonra da tişörtünü çıkarıp yere attı. Artık tamamen çıplakti. Yere eÄŸilip çamaşırımı eline alıp bir nefes daha çekip yine yere bıraktı. Sonra da bana bakıp, yavaşça banyodan çıktı.
Kollarım ve ellerim rahatlamıştı. İnanamıyordum. Az önce olanların hiçbirine inanamıyordum. Ama bir planım vardı… Buna izin veremezdim…

Kategoriler:

Genel

Yorum Ekle

E-Mail Adresiniz Yayınlanmayacak. Zorunlu Alanlar *

*